KIDEM TAZMİNATININ TAKSİTLE ÖDENMESİ MÜMKÜN MÜDÜR ?

Hepimizin bildiği gibi kıdem tazminatı tıpkı diğer işçilik alacakları gibi hepimizin kanayan yarasıdır. İşçiler ne yazık ki gece gündüz çalışarak emek verdikleri , çoğu zaman tatillerini bile kullanmayı ihmal ettikleri işyerlerinden ayrılırken hukuki şartları taşıdıkları halde dahi işçilik alacaklarını alamamakta ve mağdur olmaktadırlar. Bu işçilik alacaklarının en başında da kıdem tazminatı alacağı gelmektedir.

Kıdem tazminatı ; işveren tarafından işçisine iş yerinde çalıştığı süreye ve orada zaman içerisinde kazandığı kıdeme ilişkin ödenen bir tazminat türüdür. Bu tazminat ancak işçinin o iş yerinden ayrılması halinde gündeme gelen ve kanunda aranan şartlar oluştuğu zaman ödenen bir tazminattır. Bu tazminatın alınabilmesi için işçinin o işverene bağlı olarak en az 1 yıl süre ile çalışması şartı aranmaktadır. Kıdem tazminatının hesaplanmasında işçinin çalıştığı son aya ilişkin brüt ücreti ve çalıştığı süre dikkate alınmaktadır. Peki kıdem tazminatı taksitler halinde ödenebilir mi ? Evet kıdem tazminatının belli şartlar altında taksitler halinde ödenmesi mümkündür.

Yerleşik Yargıtay İçtihatları gereğince işveren işçinin kıdem tazminatını ancak işçinin rızası olması halinde taksitler halinde ödeyebilir. Bir başka deyişle kıdem tazminatının işveren tarafından taksitle ödenebilmesi için işçinin taksitle ödemeyi kabul etmesi gerekecektir. Eğer işçi tarafından kıdem tazminatının taksitle ödenmesi kabul edilmiş ve taraflar arasında bu konuda bir anlaşma yapılmışsa ; bu durumda işçi tarafından taksit sürecinde anlaşmaya konu kıdem tazminatına ilişkin faiz talep edilmesi mümkün olmayacaktır. Böyle bir durumda işçinin taksit süresince kıdem tazminatına işleyecek olan faizden feragat ettiği kabul edilmektedir.

Bu durumun 2 istinası bulunmaktadır. Bunlardan ilki işçinin uğradığı irade fesadı halidir. Şayet işçi kıdem tazminatının taksitle ödenmesine ilişkin anlaşmada iradesinin fesada uğradığını , iradesi fesada uğramamış olsaydı bu şekilde taksitlendirmeyi kabul etmeyeceğini iddia ediyorsa bu durumu mahkeme huzurunda ispat etmelidir. İşçi bu durumu mahkeme önünde kanıtlamadığı müddetçe faiz talebinde bulunamayacaktır.

İkinci istisna ise işverenin kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesine ilişkin anlaşmaya aykırı hareket etmesi, taksitlerin tarihlerini aksatması ya da anlaşmada belirlenen tarihlerde belirlenen tutarları  tam ve eksiksiz ödememesidir. İşveren tarafından anlaşmada belirlenen taksitlerin birinin bile aksatılması işçi ile işveren arasındaki takside yönelik anlaşmayı geçersiz kılmakta ve işçiye kıdem tazminatının tamamına yönelik faiz talebinde bulunmak hakkı doğmaktadır.  İşçi bu durumda işveren ile yapmış olduğu anlaşma ile bağlı olmayacaktır. Son günlerde çıkan EYT ile emekliliğe hak kazanan çok sayıda işçi bulunmaktadır. Emekliliğe hak kazanan çok sayıda işçinin bulunması işverenler açısından maddi bir yük haline gelmiş durumdadır. Bu nedenle işverenlerin neredeyse tamamının işçilere kıdem tazminatını taksitler halinde ödemeyi önerdiği ,  bazı işverenlerin ise kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini kabul etmeyen işçilere hiçbir şekilde kıdem tazminatı ödemesi yapılmayacağını ifade ettiği görülmektedir. İşveren tarafından sergilenen bu tutum karşısında işçilerin hukuki yollara başvurması , kıdem tazminatına ilişkin dava açarak kıdem tazminatının tamamını  takside bağlı kalmaksızın faizi ile birlikte talep etmesi mümkündür. Bu durumun özellikle taksit sayısının fazla olduğu durumlarda işçiler tarafından mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Böyle bir durumda işçi tarafından işverene karşı açılacak olan davada kıdem tazminatına ilişkin talep edilecek faiz kanun gereği mevduata uygulanan en yüksek faiz olacaktır. Bahsettiğimiz üzere hukuken kıdem tazminatına hak kazanan , ancak işveren tarafından önerilen ya da dayatılan taksitleri kabul etmeyen işçi tarafından açılacak davalarda kıdem tazminatı ve faiz talebi mahkemece kabul edilecektir. Son olarak şunu da ifade etmek gerekir ki bu davaların açılmasından önce dava şartı olan arabuluculuk kurumuna başvurulması hukuken bir zorunluluktur. Kanaatimizce işçilerin vekilleri aracılığı ile yapacakları arabuluculuk başvurularından olumlu sonuç elde etme ve uyuşmazlığı dava açmaya gerek kalmadan arabuluculuk aşamasında çözme olasılıkları oldukça yüksektir. Bu nedenle dava açma hazırlığı içerisinde olan işçilerin arabuluculuk aşamasını mutlaka bir vekil aracılığı ile ve sürecin gerektirdiği itina ile değerlendirmelerini önermekteyiz. Bahsettiğimiz sürece gereken önemin gösterilmesi işçilerin alacaklarına daha kısa sürede kavuşmalarını sağlayabilecektir. Bu anlamda Bakırköy’de faaliyet gösteren avukatlık ve arabuluculuk büromuzdan gerekli tüm hukuki desteği alabilirsiniz.

YARGITAY KARARLARI

Yukarıda detaylı olarak açıkladığımız konuya ilişkin ;

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi  2011/40513 E.  ,  2013/14414 K. Sayılı ilamı :

“………Kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini kabul eden işçi, bu konuda iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürüp kanıtlamadığı sürece faiz hakkından vazgeçmiş sayılır. Taksitlerin zamanında ödenmesi durumunda ayrıca faize hak kazanılamaz. Bu konuda daha sonraki taksitlerin ödemesi sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmesinin sonuca bir etkisi yoktur. Ancak, taksitlerden bir ya da bazılarının gününde ödenmemesi durumunda hak kazanılan kıdem tazminatının tamamı için faize karar verilmelidir. İşçinin taksitli ödemeyi öngören ödeme planını kabulü, ancak taksitlerin gününde ödenmesi halinde işveren yararına sonuç doğurur. Taksitler gününde ödenmediğinde işçinin taksitli ödeme anlaşmasıyla bağlı olduğunda söz edilemez. İşçi, işverence anlaşmaya uyulacağı varsayımı ile taksitli ödemeyi kabul etmiş sayılmalıdır. İş hukukunda işçi yararına yorum ilkesi de bunu gerektirir. Bu itibarla, kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini öngören anlaşmanın işverence ihlali halinde işçi, kıdem tazminatının tamamı için fesih tarihinden itibaren faize hak kazanır. Daha önce yapılan ödemeler de Borçlar Kanununun 84 üncü maddesi uyarınca öncelikle faize ve masraflara sayılmalıdır…. “ şeklinde olup açıkladığımız konuya birebir ışık tutmaktadır.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2009/49362 E.  ,  2010/4908 K. Sayılı ilamı :

 Davacı, kıdem tazminatından kaynaklanan faiz alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü : Kıdem tazminatı bakımından uygulanması gereken faiz konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.4857 sayılı İş Kanununun 120 maddesi hükmü uyarınca kıdem tazminatını düzenleyen 1475 sayılı yasanın 14. maddesi halen yürürlüktedir. Anılan 14. maddenin 11. fıkrası hükmüne göre kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi halinde bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği … “

şeklinde olup kıdem tazminatına uygulanacak olan faiz türü konusuna açıklık getirmektedir.

Bahsettiğimiz konuya ilişkin mağduriyetleri olan ve bu konuda profesyonel hukuki desteğe ihtiyaç duyan siz müvekkil adaylarımızı Bakırköy işçi avukatı olarak ofisimize bekliyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir